AKIL, NEFİS VE RUH

Çok değerli İmanlı İmanını Şerefinden almış kardeşlerim.

Hepinizi Allahın Selamı ile selamlıyorum. ESSELAMUN ALEYKUM VERAHMETURULLAHİ VEBEREKATÜHÜ. Bizi yaradan Rabbimizin Rahmeti Bereketi Mağfireti tüm inananların üzerine olsun.

Hacı Babamızın haftalık ilk sohbetini sitemizde yayınlamanın mutluluğunu yaşıyoruz.

Rabbim gerektiği gibi istifade etmemizi nasip eylesin.

Bu hafta sohbetimiz Akıl ve Nefis üzerinedir.

İnsanlara verilen en değerli varlık AKIL nimetidir.

Bu nimet, kim tarafından verildi,  tabii ki Allah cc. Tarafından verildi.

O halde AKILLI insan Rabbini bilecek, sonra nefsini bilecek sonra ihtiyaçlarını bilecek.

İhtiyaçlarını temin edebilmek, içinde ölçüyü bilmesi lazım. İnsanoğlu daha sonra seçimini Kur’an ve Sünnet üzerine yapacak seçimini yaparken de ölçüyü kaçırıp Rabbini asla unutmayacak. Şayet ölçüyü kaçırırsa o zaman inandığı gibi değil, yaşadığı gibi inanır.

İnsanoğlu yaşadığı gibi ölürse bunun faturasını ağır öder.

İnsanoğlu ne kadar varlık sahibi olursa olsun, her aklına geleni yapması dinen sakıncalıdır. Kazanmış olduğu tüm kazanımlarını, gerek maddi, gerekse manevi kazanımlarını nereye nasıl harcamaları gerektiğini İslam Âlimleri açıklamışlardır. Tabii burada da ölçü yine Kur’an ve Sünnettir.

İkinci olarak, İnsanoğlu Nefsini bilecek dedik.

Değerli kardeşlerim,

Nefis insanla birlikte doğar, bir ömür boyu onunla beraberdir. Ama şeytan öyle değildir. Şeytan’da insanın düşmanıdır fakat ondan uzaklaşmak kişinin elindedir.

Şeytan size musallat olduğunda,

Euzubillahimineşşeytanirciym Bismillahirrahmanirrahiym

Anlamı,  Allahın huzurundan kovulmuş şeytandan Allaha sığınırım. Rahman ve Rahim olan Allahın adıyla. Dediğinizde şeytan sizin yanınızdan kaybolur.

Fakat Nefis öyle değildir. Nefse bir hatim de okusan insanı terk etmez. İnsanın bütün azalarında nefis vardır.

Nefis bedeni isteklerdir.

Gözümüzde, kulağımızda, elimizde, kalbimizde velhasıl tüm azalarımızda nefis vardır.

İnsan nefsini tanımalı, nefsin haklı bir tarafı övülür bir yanı, makbul bir işi yoktur. Nefis Kötülük deposudur.

Nefis doğruyu kabul etmez, nefse itimat edilmez. Nefsin alanına giren şeylerden kaçınmak, dinimizin emridir. Nefsin alanından uzaklaşan saadete erer.

Nefsi kontrol altında tutup ipini kısa tutmalı.

Nefis emir altına girmek istemez. Nefis ısrarcıdır. Hoşuna giden şeyleri ırarla ister. (şeytan bu hususta ısrarcı değildir. Yönlendiricidir.)

Nefis iman etmemiştir. İnsan nefsini terbiye etmekte gayret gösterir ve bu yolda çalışırsa, onunla mücadele eder emirlerine uymasa büyük dereceler ve manevi makamlar alır.

Nefis doyumsuzdur, ne kadar versen daha yok mu der.

Dediğini ne kadar yaparsan yap tatmin olmaz.

Nefisi emareye düşen insan, hayır, şer seçmez.

İnsanoğlu nefsinin esiri olursa Hakkı ve doğru olanları görmez. Basiret gözü perdelenir.

Değerli Kardeşlerim,

İnsan Ruh, Beden ve Nefisten teşekkül etmiştir.

Beden yani vücut nefsin ve şeytanın alanında olanlardan hoşlanır, ve onlardan beslenir. Beslendikçe güçlenir. Artık hayırlı işlerden hoşlanmaz.

Ruh ise bunlardan rahatsız olur.

Ruh Alah cc. Hitabına muhatap olduğundan nefsin hoşlandıklarından hoşlanmaz. Ruh Kur’an ve Sünnet üzere yapılan ibadetleri sever. Ruh adaletli, ahlaklı, doğruyu, iyiliği, güzelliği velhasıl istikameti düzgün olmayı sever.

Bu yolda olunca Ruh güçlenir. O zaman ruh süvari nefiste onun bineği olur. Nefis ruha tabi olur. Ruha itirazı olmaz. Ruh gülcü olursa nefis ruha tesir edemez.

Fakat nefse itimat edilmez onu yaradılışında ruha muhalefet ve itiraz vardır.

Nefsin güçlü olduğu durumlarda, yani ruh nefse teslim olmuşsa o zaman nefis süvari olur ruh binek olur. (Allah Korusun)Yüce Rabbim bizi nefsimizin şerrinden korusun.

Haftaya başka bir sohbette buluşmak ümidi ile Allaha emanet olun.