Herşeyin Allahtan olduğunu bilmek

HER ŞEYİN ALLAH TAN OLDUĞUNU BİLMEK

Esselamun Aleykum, Değerli Kardeşlerim.

Allahın Rahmeti, Bereketi, Mağfireti tüm inananların üzerine olsun.

Değerli kardeşlerim, Tasavvuf ehli yaşadığı olaylar karşısında zaman, zaman şu kelimeyi çok kullanır. “Beni mürşidim kurtarır.” Hâşâ bu söz çok hatalı ve yanlış bir sözdür.

Çünkü Allah cc.nun emri olmadıkça hiç kimse bir şey yapamaz.

Allah c.hu bir kimseyi severse, o sevdiği kişiye bu konu ile ilgili müsaade verirse olur.

Mürşidim bir sohbetinde şöyle anlatmıştı.

Vakti zamanında bir padişah bir vilayete vali tayin etmiş. O zamanlarda Cuma namazını şehrin en ileri gelenleri kıldırırmış. Bir Cuma günü vali bey abdestini almış, camiye giderken yolun kenarında bir isteyici görmüş.

İçinden “Bugün cumadır. Sevaptır şuna bir sadaka vereyim.” Demiş.

Cebinden çıkarıp bir miktar para vermiş. Parayı alan isteyici, vali beye hitaben,

“Allah cc hu akıbetini hayır etsin demiş.”

Vali bey camiye gidip cumayı kıldırmış.

 Ertesi Cuma yine aynı isteyiciye rastlamış. Yine bir miktar sadaka vermiş. İsteyici de yine aynı duayı yapmış. “Allah akıbetini hayırlı etsin”

Ertesi Cuma yine namaza giderken aynı isteyiciye rastlamış.

 Bu sefer vali bey kendi kendine “bunda bir hayır vardır yine aynı kişiye rastladım” diyerekten isteyiciye bir miktar daha para vermiş.

İsteyici yine aynı duayı yapmış. “Allah akıbetini hayırlı eylesin”

Vali bey namazı kıldırmak için camiye gitmiş.

Vali bey Cuma hutbesini irad etmek için hutbeye çıkmış. Tam hutbeyi okumaya başladığında o anda sıkışmış abdest bozması icap etmiş. Şöyle bir bakmış cami dolu, insanları yarıp dışarı çıkması mümkün değil. Böyle bir şey yapsa geri dönse saygınlığına zarar gelecek. Ne yapacağını şaşırmış.

O anda Allah’a öyle bir yakarmış ki, “Yarabbi hani senin veli kulların vardır. Lütfü Kereminle benim bu halimi onlardan birisine bildir. Benim bu hacetimi gidersin. Diye yalvarmış.

 Vali beyin o halini Allahın izni ile keşfeden bir evliyada camide olaydan haberdar olunca, Yüce Rabbim zaman içinde zaman halk eder evliya vali beyi oradan alıp bir sahraya getirir. Hacetini giderir, abdestini alır tekrar Minbere çıkıp vaazına devam eder. Rahatlık içerisinde namazı kıldırır. Bundan dolayı da Allaha çok hamd eder.

Aynı vali bir ertesi Cuma yine namaza giderken aynı isteyiciye rastlar, bu isteyicinin her Cuma karşısına çıkmasında bir hikmet olduğunu anlayan vali bey, yine  kendisine bir miktar para verir.

Parayı alan isteyici de yine aynı şekilde kendisine dua eder. “Allah akıbetini hayırlı etsin.” Bunu duyan vali bey

-Yahu be adam sen başka dua bilmez misin der.

-Bunun üzerine isteyici,

-Ey vali geçen Cuma hutbedeyken başına geleni unutma. Hani senin hacetini gideren evliya vardı ya işte o imansız gitti demiş.

Vali isteyici karşısında kendini hemen toparlayarak, tövbe-i istiğfarda bulunmuş.

Değerli kardeşlerim, insanoğlu ne oldum değil ne olacağımın hesabını yapmalıdır.

Yüce Rabbim, benlikten, kibirden, ucubdan, gururdan bu gibi afatlar dan bizleri korusun.

Mürşit yol gösterendir. Onun gösterdiği yol Kur’an ve Sünnete aykırı olmamalı.

Bir mürşit havada da uçsa, denizde de yürüse bunlara bakılmamalı, bunlar varsa dahi değer verilmemeli. Önemli olan Mürşidin Kur’an ve Sünnete olan bağlılığıdır.

Müridin biri Mürşüdüne baba himmet (yardım) demiş. O da ona oğlum hizmet demiş.

Hizmetsiz, himmet olmaz. Olsaydı mürşitler kendi evlatlarına yaparlardı.

Allah c.hu Hz.İbrahin as.a Halilim dediği halde, Hz İbrahim babasını kurtaramadı.

Hz. Nuh as oğlunu, Peygamberimiz amcasını kurtaramadı. (tabii ki onlar iman etmemişlerdi. )

 İnsan,  Allah cc.hu bir şeyi Murat etmedikçe hiçbir şey yapamaz. Ne takva sahibi kişilikler, gece gündüz ibadet ederler ama sonunda da imansız giderler. Bu tür makalelerle hep karşılaşmışızdır.

İmansız gitmenin en büyük nedeni ŞİRK dir. İşte ben yaptım dememeli.

Yaptık olduysa da Allahtan’dır. Olmadıysa da Allahtan’dır Tasavvuf ehlinin anlayışı bu olmalıdır.

Her şeyin en güzelini Allah bilir. Selam ve dua ile Allaha emanet olun.