İLİM-AMEL-İHLAS

İLİM-AMEL-İHLÂS

Çok değerli kardeşlerim hepinizi Allahın selamı ile selamlıyorum.

Esselamun aleykum, ve Rahmetullahi ve Berekatüh,

Allahın Rahmeti, Bereketi, Mağfireti inananların üzerine olsun,

Değerli kardeşlerim, bu hafta İlim, Amel ve İhlâstan bahsedeceğiz İnişaallah.

İnsanoğlu üç şeyi elden bırakmamalı. Bunlar, İlim, İhlâs ve Ameldir.

İLİM: İlim sahipleri, Allaha tazimde bulunurlar, onu zikrederler, saygı ve sevgi duyarlar. Onun için,

Rütbelerin en yükseği ilim rütbesidir.

Bahsi geçen ilim İmanla birleşen ilimdir. Çünkü insanoğlunun ahretini iman garanti altına alır.

İmansız ilim, insanlara geçici dünya faydaları sağlar. Ahrete faydası olmaz.

İlim Nurdur, İlim Muhabbettir, İlmin yeri kalptir. İlimle insanlar cehalet karanlığından kurtulurlar.

Onun için İlim her insana farzdır.

 İlimden kasıt, kişinin kendisine lazım olacak kadar dinini öğrenmesidir. Bu, her mükellef (buluğ çağına ermiş, aklı başında) Müslüman üzerine farzdır. Çünkü bilgisiz itaat olmaz.

AMEL: Amel yapılan iş manasına gelir. Bir kimsenin dinin emirlerini yerine getirmek için yaptığı veya yaptıkları ibadetlerdir.

İbadetsiz imanı kurtarmak çok zordur. İbadet eşittir amel. Amel ise, dinin emirlerine uymaktır.

İnsanın hem bu dünyasını hem de ahretini kurtuluşa ve saadete ulaştıran ilahi siteme bağlı olma ve bu yolda gayret gösterme, işte bütün bunlar amelle ilgilidir.

Bunları yaparken dikkat edeceğimiz önemli hususlar vardır.

İlim var fakat amel yok. Bunun ahrete faydası olmaz. İlim var, amel de var, fakat ihlâs yok. Bu da çok tehlikelidir. İlim, amel ve ihlâs olursa bu tam yerine oturur. Dinimizin emri de böyledir.

Ameline riya ve nifak karıştıran kimse için bir hadis-i kutside şöyle buyruluyor:

“Ben, ortağı olmaktan uzak olanların en uzağıyım. Kim benim için amel eder ve başkasını da bu amele katarsa/ortak ederse hissemi o ortağıma devrederim.”7

Ayrıca Resul-i Ekrem s.a.v. Efendim iz’in buyurduğu üzere, “Amelinde şirk edene, ‘Kim için amel ettinse mükâfatını ondan al!’ denir.”8

İHLÂS: İhlâs, Allah cc. hu bizleri ve her şeyi görüyor ve her şeyi biliyor. Gizli, aşikâr, eski, yeni, büyüğünü, küçüğünü velhasıl her şeyi bilen odur. Kişi bu itikatla ibadetini yaparsa, ihlâslı yapmış olur.

Allah cc. hu beni görüyor halimi ona göre tanzim edeyim demeli.

İhlâs tevhit inancının özüdür. Bunun için Müslüman yalnızca Allah’ın cc. Rızasını kazanmak amacı ile Allah’a. İbadet yapmalı. İbadetlerini asla gösteriş yapmacık veya başkasının beğenisini kazanmak için yapmamalı.

 Haktan başka bir şey düşünmekten korunmak şeklinde de tanımlanan ihlâs, kişileri gösterişten korur. Sahibini gerçekten takvaya götürür.

İmam Rabbanî k.s. Hazretleri buyuruyor ki: “İlim ve amele nispetle ruh mesabesinde olan ihlâsın tedariki Tasavuf yoluna girmeye bağlıdır.”11

Peygamberimiz sav. Ameller niyetlere göredir. Buyurmuş. Allah cc. hu sizin suretlerinize (yüzlerinize) mallarınıza bakmaz. Allah cc. hu sizin kalplerinize ve niyetlerinize bakar. Bu hadisten de anlaşılacağı gibi, amellerin kalplerdeki temiz niyet ve ihlâs ile değer kazanacağı ifade edilmiştir.

Peygamber efendimiz sav. Yüce Rabbimizin şöyle buyurduğunu ifade ediyor. İhlâs benim sırrımdır. Onu sevdiğim kulumun kalbine koyarım buyurmuştur.

Her şeyin en güzelini Allah bilir. Allaha emanet olun.

7 Malik, Muvatta (İhya, 4/690)
8 Malik, Muvatta (İhya, 4/690)
11 Mektubat, 59. mektup

 

 

Yorum gönder

Time limit is exhausted. Please reload the CAPTCHA.