İMTİHAN

Birkaç gün önce okulda Öğretmenler Odasında Öğretmen arkadaşlarla sohbet ederken Öğretmen arkadaşlardan biri tuhaf bir soru sordu. Soruya geçmeden önce bu sorunun sorulmadan önce ki diyalogları hatırlatmak isterim. Sohbet zengin fakir ve Müslümanların ticaret yapanlarından bazılarının  çok çaldıkları üzerine idi.

Sohbet ilerledikçe bir Öğretmen arkadaş yukarıda yazdığım tuhaf soruyu sordu. Soru şu; Allah bazı kullarını fakir bazı kullarını zengin yapması zalimlik değil midir?! Önce soruya yorum getirmeden önce soruya cevap olarak HAŞA! diyorum!

Evet doğru bu ülkede bazı Müslüman tüccarlar parayı çok fazla sevdiğinden ticaret yaparken helale harama pek fazla önem vermemekteler. Bundan dolayı da ticarette insanları dinimiz İslam’a küstüren uygulamalar olmakta. Konuma devam etmeden önce bir örnekle bu nasıl olmakta ona yorum getirmek isterim. Göreve ilk başladığım yıllar ve okuldu.  İlk görev yerim  Trabzon’un Araklı ilçesinin   Ağnas köyüydü. Görev yaptığım köy ahalisi büyük oranda yurt dışında çalıştıklarından genel olarak zengin insanlardan oluşmaktaydılar.

Bir Cuma namazı sonra köy ahalisiyle sohbet ederken Hacı Ağabeylerden biri bana dönerek Nizamettin Hoca Kardeşim sana bir şey diyeceğim dedi. Bende kendisine dönerek buyur Ağabey dediğimde bana çok acı bir şey dedi. Dediği şuydu; Nizamettin Kardeşim  ben İslam Hukukunu bu ülkede istemiyorum dedi. Bende kendisine Hacı Ağabey bu düşünceye nerden vardınız dediğimde bana Kardeşim “ Evin ihtiyaçları olduğunda Sürmene’ye giderek tüccarlardan birinci sınıf gıda siparişi vermekteyim. Fakat ne hikmetse ne zaman birinci sınıf gıda siparişi versem bu güne kadar bir defa olsun evime verdiğim gıda siparişi gönderilmedi. Her zaman birinci sınıf gıda siparişi yerine genellikle ikinci üçüncü sınıf gıda gönderilmekteydi. Ha burada sakın yanlış da anlama birinci sınıf gıda siparişi verip parasını ona göre  ödediğim halde her zaman ikinci üçüncü sınıf gıda gönderilmekteydi. Bundan dolayı ben bu ülkede İslam Hukukunu istemiyorum “dedi. Bende kendisine bu düşüncesinin yanlış olduğunu ve insanı imanı noktada sıkıntıya sokacağını tatlı bir dille anlatmaya çalıştım!

Üzgünüm ama bu ülkede serbest piyasa ekonomisine geçtikten sonra bu türlü sorunları çokça yaşamaya başladık. Dedelerimiz ninelerimiz Selçuklular ve Osmanlılar döneminde Ahi Evran tarafından kurulan Ahilik teşkilatı olduğundan esnaf aklına ve çıkarlarına geldiği gibi ne mal alıp satabilir ne de Müslümanları kandırabilirdi. Böyle yapan esnaf derhal ve anında Ahilik teşkilatından atılır ve esnaflığına son verilirdi. Bugünlerde kaybettiğimiz değerler arasında biride esnafların hak ve hukuka riayet etmemeleri de gelmektedir. Tabi burada tüm esnaflarımızı bu ithamla itham etmekte istemem. Mutlaka içlerinde hakkı hukuku üstün tutan esnaf kardeşlerimiz vardır. ALLAH Teala Hazretleri sayılarını artırsın!

Sohbetin geçtiği konulardan bir diğeri de ALLAH Teala Hazretleri zalim midir?! Önce Haşa! diyorum.   ALLAH Teala Hazretleri asla ve kata zalim değildir. Böyle düşünmek İslami olmadığını ve insanı dünya ve ahrette sorumlu tutacağını da önemle hatırlatmak isterim. Öncelikle ALLAH Teala Hazretleri bu dünyada her kulunu fiziki olarak sağ salim yapmaz.  Her kulunu kız erkek olarak yaratmaz. Her kulunu zengin fakir olarak yaratmaz. Vb. gibi… Çünkü bu dünyanın bir imtihan yeri olduğunu her defasında hatırlatır.  Bu dünya bir imtihan yeri olduğundan kullar kendilerine verilen nimetler oranında sorumlu olacaktır. ALLAH Teala Hazretleri bazı kullarına fazladan verdiği  nimetlerden vermediği kullarına göre daha fazla hesap soracaktır.Burada esas olan sabırdır! Bakınız ayeti celilede ne buyrulmaktadır. “Bizler kullarımızı bir şeyle,korkuyla,açlıkla; malı nefisleri ve meyveleri  eksiltmeyle imtihan ederiz. Sabır edenleri müjdele.” Bu ayeti celile açık olarak bu dünyada kullar farklı şekillerle bir imtihan içerisinde olduklarını ortaya koymaktadır.

 

 

 

Nizamettin BEKAR/TRABZON

Yorum gönder

Time limit is exhausted. Please reload the CAPTCHA.