YOLCU

YOLCU

26.11.2015 Cemal Yıldız

Çok değerli kardeşlerim,

Hepinizi saygı ve sevgi ile selamlıyorum.

Gün geçmesin ki sona doğru yaklaşmayalım. Bunun hepimiz farkındayız. Ama bazen farkında olduğumuz şeyleri de önemsemiyor, benimsemiyoruz.

Efendim;

Hepimizin ara, ara da olsa yolculukları olmuştur. İşte sılah-i rahim yaptığımız günler veya ailemizle birlikte gezmeye gittiğimiz günler olmuştur. Bunlar hep birer yolculuktur.

Bu yolculuklara çıktığımızda nasıl ki bir hazırlık yapıyoruz. Efendim, işte nedir, elbiselerimiz ütüleniyor. En yenileri alınıyor ortama göre kıyafetler alınıyor. Farklı yiyecekler alınıyor, arabanın bakımı yapılıyor falan, filan.

Bütün bu hazırlıkları niye yapıyoruz. Dünyalık kısa bir gezinti için.

Ama esas yolculuğumuza bu kadar ehemmiyet vermiyoruz. Bir hazırlığımız yok. Hem de öyle bir yolculuk ki; bir daha geri dönüşü yok.

Öyle bir yolculuk ki; bizleri karşılayanlara göre değil.

Nasıl ki; dünyevi bir yolculukta hazırlığımız oluyor.

Ahret yolculuğunda da bir hazırlığımızın olması lazım.

Oranın giysisi, ibadettir. Oranın süsü  ibadettir.

Oraya da oranın konsept-i üzere hazırlık yapmamız lazım.

Efendim;

Gelin sizlere bu konuda bir hikâye anlatarak sözlerime son vereyim.

Zamanın birinde, bilge bir genç kendinden daha yaşlı bilge insanlarla tanışmak ve onlardan faydalanmak için yola koyulmuş.

Bir beldeye varmış. Bu beldede sormuş buranın bilge kişisi var mıdır diye.

Halk da ona bilge kişinin evini göstermiş.

Genç, bilge kişiyi ziyaret için yola koyulmuş. Bir yandan da çok yorgun ve aç.

Şimdi diyor genç bu adam bu beldenin en bilge kişisi, evinde misafir için oda vardır. Karnımı da doyurur.

Güzel bir istirahat ederim. Sabahtan da sohbetimizi yaparız.

Düşüncesi ile, bilge kişinin evine varmış.

Kapıyı çalmış.

Kapıyı bilge kişi açmış.

-Buyur evlat. Demiş.

Delikanlı Selam vermiş. Efendim ben falancıyım. Merakım var bilge kişileri dolaşıp onların tecrübelerinden faydalanmak istiyorum. Bu belde de sizleri bana gösterdiler. Bunu için buradayım.

Bilge kişi memnun olmuş.

-Hoş geldin evlat buyur gir içeri demiş.

Genç içeri girmiş fakat bir bakmış ki evin bir köşesinde bir sedir. Evin duvarlarında ki raflarda kitaplar duruyor.

Tek odalı bir ev. Tabii düşündüğü gibi çıkmayınca sormuş.

-Efendim hani bu evin eşyaları demiş.

Delikanlının aradığını bulamadığını hisseden bilge, gülümsemiş.

-Peki, evlat demiş hani senin eşyaların. Yatak odan, misafir odan, koltukların nerde demiş.

Delikanlı,

-Aman efendim demiş benim bir heybem var. Ben yolcuyum.

Bilge istediği cevabı alınca, şöyle demiş.

-Bizde yolcuyuz evlat, bizde yolcuyuz.

Demiş. Genç ömrü boyunca alacak olduğu nasihati en kısa yoldan almış oldu.

Değerli kardeşlerim, bu bir hikâye olabilir ama gerçek bu.

Hayata bakış açımız böyle olursa biz hem dünyada hem de ahrette kazanırız.

Allah Yolumuzu ve Yolculuğumuzu mübarek eylesin. Allaha emanet olun.

Hayırlı yolculuklar dileriz

26.11.2015 Cemal yıldız

Yorum gönder

Time limit is exhausted. Please reload the CAPTCHA.