KUTSAL TOPRAKLARA ZİYARET (SEYAHATNAME)
KUTSAL TOPRAKLARI ZİYARET (SEYAHATNAME) (21.02.2016 Cemal Yıldız-Trabzon)
“ Bütün insanların Allah’a ibadet etmeleri için yeryüzünde kurulan ilk mabet, âlemlere hidayet, rahmet ve sevap kaynağı olan Mekke’deki Kabe’dir.” – Al-i İmran / 96 –
“Orada (Mekke’de) Allah’ın (c.c) varlığını ve kudretini bildiren Beytullah’ın İbrahim tarafından bina edildiğini gösteren İbrahim’in makamı gibi deliller vardır.
Kim oraya girerse güvenliğe ve huzura kavuşur.
Ona bir yol bulabilenlerin (imkânı olanların) Beytullah’ı Hac ve ziyaret etmeleri, Allah tarafından üzerlerine farz kılınmıştır. Kim Haccı inkâr ederse küfre girer. şüphesiz ki Allah âlemlerden ganidir.”– Al-i İmran / 97 –
“Haccı da Umreyi de vecibelerini tamamıyla yerine getirerek Allah için yapınız”.– Bakara 196 –
“Hac ve Umre yolcuları Allah’ın seçkin misafirleridir; dua ettiklerinde dualarını kabul eder, tövbe ederlerse de tövbelerini kabul eder.”– Nesaî ve İbn-i Mace –
“Resûlullah sallallahu aleyhi ve selleme “Umre vacip midir?” diye soruldu. Buyurdu ki:
“Hayır! Ancak, umre yapmanız pek faziletlidir.” [Tirmizî, Hacc 88, (931)]
Çok değerli kardeşlerim;
Öncelikle hepinizi Allah’ın selamı ile selamlıyorum.
Esselamun Aleykum ve Rahmetullahi ve Berekatüh.
Yüce Rabbimizin Rahmeti, Bereketi, Mağfireti, İhsanı tüm inananların üzerine olsun.
Değerli canlar;
Malumunuz üzere Hacı Babamızın önderliğinde bir umre yaptık. Geldiğimizden hemen sonra umre ile ilgili bir seyahatname yazmayı planlamıştım ama nasip bu güne imiş.
Evet, gün gelip çatmıştı
Heyecanın tam da dorukta olduğu son gün, hepimiz yol hazırlığımızı yapmış akşam saat 22.00 gibi uçakla Ankara’ya yol alacaktık ki;
Trabzon’da hava muhalefetinden dolayı uçakların kalkmasının imkânı yoktu.
Hemen şirket yetkilileri ile irtibata geçtik. Sağ olsunlar bizlere bir otobüs ayarladılar.
Tüm kardeşlerimize haber verdik. Moloz’dan saat 17.30 gibi hareket edileceğini bildirdik. Hava, günümüzü o kadar olumsun etkiliyordu ki umreci kardeşlerimizin bir çoğu köylerinde gelmek durumunda kaldı. Köylerde 70cm kar şehir merkezinde de ulaşım felç olmuş kar 30-40 cm ulaşmıştı.
Allah’ın izni ile tüm kardeşlerimiz (2 Kişi hariç daha sonra bize Medine de katıldılar) toplanma merkezine bir şekilde ulaştılar.
Nihayet yola çıktık.
Ankara’dan Medine uçağımız sabah saat 05.00 gibi kalkacak olduğundan bizlerin de en geç saat 03.00 gibi Ankara’da olmamız gerekiyordu.
Mümkün gözükmese bile artık yola koyulduk.
Yol boyunca tespih’at ve zikrullahla meşgul olduk. Yollar o kadar buzlu ve karlı idi ki beklide hayatımızda ilk defa böyle bir yolculuk yapıyorduk.
Yani zorunlu olamasa bu yolculuk yapılmazdı.
Fakat saat 03.00’a yetişmemiz zor gözüküyordu. Birden bir telefon geldi Medine uçağı saat 07.30’a alınmıştı. Bizlerde bir rahat nefes aldık.
Kazasız belasız, hikmetlerle dolu bir yolculuktan sonra Ankara’ya vardık.
Bir seri kontrolden sonra uçağımız bindik ve yolculuğumuz başladı.
Gece geç saatlerde Medine’ye vardık.
Medine’deki günlerimiz çok muhabbetli ve feyizli geçti.
Hacı Babamızın talimatlarına uymaya çalıştık.
Namazlarımızı Ravza da cemaatle kıldık. Her vakit namazın arkasından en az bir günlük olmak üzere (iki-üç-dört-beş) kaza namazı kıldık.
Sabah mescide vardığımızda önce mescit namazı daha sonra altı rekat teheccüt namazı kıldık.
Sabah namazları sonrasında Cennetül Baki mezarlığına giderek Önce Hz. Osman Efendimizin kabrini ziyaret ettik daha sonra dualarımızı yaptık.
Bu Medine’de kaldığımız süre içerisinde devam etti.
Medine’de otelin imkânları doğrultusunda Cuma akşamları da zikrullah’ımızı yaptık.
Medine de beş günümüz, dolu, dolu geçti.
Artık Mekke yolcusu idik.
İhramlarımızı giydik. Hacı Babamız herkesin ihramını kontrol etti ve kendi elleri ile düzeltti.
Yolumuzun üzerinde olan büyük bir camide ihram namazlarımızı kıldık topluca niyet ettik (YARABBİ UMREYE YAPMAYA NİYET ETTİM. ONU BANA KOLAY KIL ONU BENDEN KKABUL BUYUR) ve Mekke yolculuğumuz başladı.
Hani o Resulullah efendimiz hicrette Ebu Kubeys dağına çıktığında;
Şöyle dönerek Mekke’ye bakmış ve demiş ki;
Ey Mekke Benim doğup büyüdüğüm Mekke Mutlaka sana bir gün döneceğim. Dediği o kutsal mekâna Beytullahh’ın olduğu beldeye doğru hareket ettik.
Yine yolculuğumuz karadan otobüslerle oldu. Böyle olması da daha hayırlı oldu. Çünkü zikirli, tepihatlı yol aldık.
Mekke, Mekke güzel Mekke, buranın da hali başka.
Burada ki günlerimiz de çok feyizli geçti Hacı Babamız burada tavaf ağılıklı ibadet te yönlendirdi bizi.
Sabah saat 03.00 gibi Beytullh’a gidiyorduk yine mescit ve teheccüt namazı kıldıktan sonra tavaflarımızı yapıyorduk.
Daha sonra otel’e gelip kahvaltı yaptıktan sonra istirahata çekiliyorduk. Saat 10.00 gibi kalkıp tekrar Beytullah’a gidiyorduk.
Bir daha dönüşümüz yatsı namazından sora o da saat 21.00 civarlarında oluyordu.
Otelimizin altında bulunan büyükçe bir mescit de Pazartesi, Perşembe, Cumartesi günleri akşamları zikrullahlarımızı yaptık. Buradan bu imkânı bize tanımakta öncülük eden Tur Operatörümüz Sayın Köksal Kurt beye şahsım ve Hacı abam adına teşekkürlerimi sunuyorum.
Tabii şunu söylemeden geçemeyeceğim. Hacı Babamıza yetişmek mümkün değildi.
O gerçekten ibadet için yaratılmış. İbadete doymayan birisi.
Mekke’de de bu güzel günlerimiz çok tez doldu hani derler ya sayılı günler tez biter gerçekten öyle.
Güzel dostluklar, güzel arkadaşlıklar edindik. Her şeyden önemlisi güzel alışkanlıklar edindik. Kardeşlerimizin çoğu kötü alışkanlıklarını bıraktılar.
Dua gönderen kardeşlerimize bizler de dua ettik. İkiyüz’ün üzerinde hatim yapıldı. Yasinler, Kelime-i Tevhidler, Selatü selamlar, Tebareke, Amme ve diğer süre-i Celilelerin sayısını tahmin bile edemiyorum.
Her zaman burada ki kardeşlerimizin manevi ağırlığını orada da hissedik.
Birçok kişiye Hacı Babamız ders verdi. Bu umrenin bereketi başka oldu.
Bütün ihvanlarımız Hacı Babamıza sevgide saygıda kusur etmedikleri gibi, hizmette de yarıştılar Allah hepsinden razı olsun.
Sayın Dr .Ahmet Serdar Teoman Bey’in de hizmetlerinden bahsetmeden geçemeyeceğim. Bu değerli kardeşimiz tüm cemaatle ilgilendi muayene etti buradan getirdiği ilaçlarla tedavi etti. Yetmedi oradan takviye etti. Hatta Tavaf sırasında bile arandığında hemen hastanın yanına gitti onun sağlığı ile ilgilendi. Sonun da oda hastalandı ihvanlar hep onun iyiliği için dua etti kısa zamanda sağlığına kavuştu. Dr. Ahmet bey’e de teşekkür ediyoruz.
Özellikle Hacı Babamızla da yakından ilgilendi.
Özetle şunu söylemek istiyorum. Oralara insan gidince başka bir dünyanın daha olduğunu daha yakından hissediyor.
Ölümün varlığını, varlığın yokluğunu bizatihi gözlemleye biliyorsunuz.
Umre seyahatimizi elimden geldiğince yazmaya çalıştım. Sürçü lisan ettik ise af ola
Allah’a emanet olun.
Not: Umre ile ilgili resimlere Siteden 2016 Umre albümünden ulaşabilirsiniz.
Yorum gönder