HİCRİ AYLAR – MUHARREM

HİCRİ AYLAR

Çok değerli kardeşlerim.

19 Ağustos 2020 Çarşamba günü akşam ezanıyla birlikte 29 Zilhicce 1441 sona erecek ve Hicri yeni yıl olan 1 Muharrem 1442 başlayacaktır.

Günden güne erimeye başlayan bu hasletlerimize sahip çıkmamız adına bir araştırma yaparak Hicri aylar hakkında sizlere derlemiş olduğum yazıyı sunuyorum.

Öncelikle Hicri aylarımızın kelime anlamlarına bir bakalım.

Aylar                                                        Kelime Anlamı

1 Muharrem                                           Ayı Haram kılınmış.

 2 Safer Ayı                                              Sefer, yolculuk.

3 Rebiülevvel Ayı                                    İlkbahar.

4 Rebiülahir Ayı                                      Son bahar.

 5 Cemaziyelevvel Ayı                            İlk çorak toprak.

6 Cemaziyelahir Ayı                                Son çorak toprak.

7 Recep Ayı                                              Saygı, onur.

8 Şaban Ayı                                              Dağılmış, yayılmış.

9 Ramazan Ayı                                        Yanma, sıcak olma.

10 Şevval Ayı                                           Yükselmiş.

11 Zilkade Ayı                                         Barışa sahiplik eden.

12 Zilhicce Ayı                                         Hacca sahiplik eden.

 

Muharrem Ayı: İslam Dünyasında Şehrullahi’l-Muharrem olarak anılan Muharrem ayı ”Allah’ın ayı” demektir. Bereketin, bolluğun arttığı ay olarak söylenmektedir.Hicri takviminin ilk ayıdır. Hicri yılbaşı bu ay ile başlar.Muharrem ayının 1. günü Hicri yılbaşıdır. Muharrrem ayının 10. gününde Aşure Günü kutlanır.

Safer Ayı: Hicri takvimin ikinci ayıdır. Safer ayında Mekkeliler şehri terk ederek yolculuğa çıktıkları için bu ismin verildiği de söylenmektedir. Diğer bir rivayete göre bazı Arapların uğursuzluk getirdiği için uğursuz ay olarak anılmaktadır.

Rebiülevvel Ayı: Hicri takviminin üçüncü ayıdır. Mevlid Kandili bu ayda kutlanır. Rebi Arapça da bahar denmektedir.

Rebiülahir Ayı: Hicri takvimin dördüncü ayıdır. Bu ayda İslamiyet açısından önemli bir gelişme olmamıştır. Bu iki aya bahar denilmesinin nedeni Müslümanlar bu aylarda hayvanlarını otlatmak için salıverirler.

Cemaziyelevvel Ayı: Hicri takvimin beşinci ayıdır. Soğuk ve Kurak manası taşır.

Cemaziyelahir Ayı: Hicri takvimin altıncı ayıdır.

Recep Ayı: Hicri takvimin yedinci ayıdır. Mübarek 3 ayların başlangıcıdır. Bu ay Ramazan ayına hazırlık yapılmaktadır. Müslümanlar bu ay da birbirlerine saygı gösterirler savaşı helal saymazlar. Tek ve Yalnız Recep denilmektedir.

Şaban Ayı: Hicri takvimin sekizinci ayıdır. Dağılma ve ayrılma denilmektedir. Bölge de su kıtlığı yaşandığından dolayı su aramaya  gruplar halinde dağılırlar. Recep ayında savaşı haram kıldıkları için Şaban ayında savaşacak olanların kabilerler yerlerini alırlar. Bu yüzden bu aya Şaban ayı denilmektedir.

 

Ramazan Ayı: Kutsal kitap Kuran-ı Kerim bu ayda indirlimeye başlanmıştır. Hicri takvimin dokuzuncu ayıdır. Kadir gecesi bu ayda kutlanmaktadır. Müslümanlar için büyük bir öneme sahip olan Ramazan ayında oruç tutulmaktadır ve bu aya 11 ayın sultanı denilmektedir.

Şevval Ayı: Ramazan bayramını içine alan aydır. Hicri takvimin 10. ayıdır. Bu ayda havanın sıcak olması nedeniyle develerin sütü azalması Araplar Şevval ayı adı vermiştir.

Zilkade Ayı: Barışa sahiplikeden ay olarak anılmaktadır. Hicri takvimin 11. ayıdır. Araplar savaşı saldırıyı kötü söz hatta hayvanlara otlak aramayı bırakıp oturma ayı olarak belirlemişlerdir. İki bayram arasında geçtiği için ”aralık” ayı da denmektedir.

Zilhicce Ayı: Kurban bayramını içine alan aya denir. Hicri takvimin son (12.) ayıdır. Bu ayın ilk on günü Müslümanlar için kıymetlidir. 10.günü Kurban bayramıdır. Hac ibadeti de bu ayda gerçekleşir.

Haram aylar: Zilkâde, Zilhicce, Muharrem, Receb Bu aylarda savaş yapmak yasaktır. el-eşhuru’l-hurum olarak adlandırılmaktadır.

Hicri aylar bize hangi ayda ne yapacağımızı veya nasıl ibadet yapacağımızı hatırlatır. Bu açıdan da önemi büyüktür.

Muharrem ayı içerisinde ne hadiseler olmuş. Bizler bu mübarek ayı nasıl değerlendirmemiz lazım.

 

Hz. Peygamberin Mekke’den Medine’ye hicret ettiği 622 yılının 1 Muharrem Hicri Takvim’in başlangıcı olarak kabul edilir. Ayın, Güneş ve dünya etrafındaki dönme süresini esas alır.

Hicri yılın ilk basamağı olan Muharrem ayının önemi ilahi dinler açısından büyüktür. Özellikle bu ayın onuncu gününe ‘Âşura’ denir.
İnsanlık tarihi, bu ayda meydana gelen çok önemli olaylara şahit olmuştur. Hadîslerde ve değişik kaynaklarda rivayet edilen olaylardan bazılarını özetle şöyle sıralayabiliriz.

• İnsanoğlunun atası; ilk insan ve ilk Peygamber Hz. Adem’in tövbesi bu ayda kabul olunmuş,
• Hz.Nuh’un kavminin başına gelen tufan son bulmuş ve gemisi bu ayda Cudi dağına oturmuş,
• Hz İbrahim, Âşura günü doğmuş, İlahlık iddiasında bulunan Nemrut’un ateşinden bu ayda kurtulmuş, Allah (c.c.) ona yolun doğrusunu bu günde göstermiş,
• Evlat acısı ve hasretiyle kavrulan Hz.Yakup’un gözleri bu günde görmeye başlamış, bu ayda oğlu Hz. Yusuf’a kavuşmuş, kardeşlerinin atmış olduğu kuyudan ve daha sonra efendileri tarafından atıldığı zindandan bu ayda çıkartılarak Mısır Azizi tarafından devlet hazinesinin başına getirilmiş,
• Sabır ve tahammül kahramanı Hz. Eyyüb bu ayda hastalıklarından şifa bulmuş,
• Hz. Musa, bu ayda doğmuş, kendisine bu ayda bir mucize ihsan edilmiş, kavmiyle beraber Kızıl Deniz’i geçmesi ve Firavun’un ordusuyla beraber suda boğulması bu ayda olmuş,
• Hz Davud’ un tövbesi kabul edilmiş,
• Hz.Süleyman’a mülk (hükümranlık) verilmiş,
• Hz Yunus balığın karnından kurtulmuş,
• Hz. İsa bu ayda doğmuş ve Yahudilerin şerrinden bu ayda semaya yükseltilerek kurtulmuş,
• Hz Muhammed’in (s.a.v.) geçmiş ve gelecek bütün günahlarının affedileceğine dair kendisine Allah tarafından teminat bu ay da verilmiştir.

Bütün bu hadiselerin yanında ciğersüz bir olay vardır. Sevgili Peygamberimiz’in ‘cennet çocuklarının efendileri’ diye övdüğü, Hz. Ali ile Hz. Fatıma’nın ciğerparelerinden biri olan Hz. Hüseyin ve 72 arkadaşı, Hicri 61 yılının 10 Muharrem aşure gününde (Miladi 10 Ekim 680) siyasi ihtiraslar uğruna Kerbela’da önce susuz bırakılmış, ardından da hunharca şehit edilmiştir. Hz. Hüseyin’in bugünde şehit edilmesi sebebiyle Müslümanların ortak hafızasında artık bu müessif olayla hatırlanır olmuştur.

 

 

MUHARREM AYI İBADETLERİ NELERDİR?

Mübarek gün ve gecelerde farz, vacip hükmünde bağlayıcı özel bir ibadet şekli yoktur. Sahih kaynaklarda Muharrem ayına özel bir nafile namazın olduğuna dair herhangi bir rivayet mevcut değildir.

Mübarek gün ve gecelerde kaza namazları olanların öncelikle kaza namazlarını kılmaları uygun olur. Ayrıca Kur’an okumak ve anlamak, dini eserlerden istifade etmek, zikir ve salavatla meşgul olmak da unutulmamalıdır.

Muharrem ayı içerisinde oruç tutmak ise, müstehabtır. Bu ayın başında, sonunda veya ortasında yani 13, 14, 15’inci günlerinde ya da 9, 10 veya 10 ve 11. günlerinde oruç tutulabilir.

Hz. Muhammed (SAV) şöyle buyurmuşlardır: “Ramazan orucu dışında en faziletli oruç, Allah’ın ayı Muharremde tutulan oruçtur. Farzlar dışında en faziletli namaz da gece namazıdır.” (Müslim, Sıyâm, 202-203; Ebû Dâvûd, Savm 55; Tirmizî, Salât, 212; Nesâî, Kıyâmü’l-leyl, 6)

Muharrem ayının 10. gününe de, aşure günü denmektedir. Hz. Peygamber (SAV), “Âşûrâ günü orucunun önceki yılın (küçük) günahlarına keffâret olacağını umarım.” (Tirmizî, Savm, 48) buyurarak, ümmetine bu günde oruç tutmayı tavsiye etmişlerdir.

Aşure günü oruç tutmakla ilgili olarak İbn Abbas (RA) şöyle anlatıyor: “Resulullah (SAV) Medine’ye gelince, Yahudilerin aşure günü oruç tuttuklarını gördü. Onlara, ‘Bu da ne (niçin oruç tutuyorsunuz)?’ diye sordu. ‘Bu, salih (hayırlı) bir gündür. Allah, o günde İsrailoğullarını düşmanlarından kurtardı. (Şükür olarak) Musa o gün oruç tuttu’ dediler. Resulullah (SAV) da, ‘Ben Musa’ya sizden daha yakınım’ buyurup o gün oruç tuttu ve Müslümanlara da tutmalarını tavsiye etti.” (Buhârî, Savm, 69; Müslim, Sıyâm 127; Ebû Dâvûd, Savm, 65)

MUHARREM AYI ORUCU NE ZAMAN TUTULUR?

Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed (SAV) döneminde Yahudiler sadece Muharrem ayının 10. (aşure) gününde oruç tuttuklarından, onlarınkine benzememesi için öncesine veya sonuna bir gün ilave edilerek oruç tutulmasını tavsiye etmiştir. Bazı rivayetlerde ise bir öncesine ve bir sonrasına ilave ederek üç gün oruç tutulmasını tavsiye etmiştir (Müttekî, Kenzü’l-ummâl, VIII, 570).

Bu nedenle aşure günü oruç tutulurken önemli olan aşure gününü yalnız tutmamaktır. Bir önceki veya sonraki günü ilaveyle iki gün oruç tutulabileceği gibi her ikisini de ilave ederek üç gün de tutulabilir.

Efendim Bilgileri istifadenize sunduk. Allah Yar ve Yardımcımız olsun.

Not; Derleme yapılırken Diyanet kanalından alıntı yapılmıştır. Arz ederiz.

19.08.2020

Cemal Yıldız

 

Yorum gönder

Time limit is exhausted. Please reload the CAPTCHA.