SEVGİ ÜZERİNE-1
AŞK…
“Sevgiliyi tehlikeden korurken,
Yılan soktuğunda, dâhi
Sırf NEBİ rahat olsun diye ‘ah’ bile dememektir
(Hz Ebubekir) gibi ”
AŞK…
” Sevgiliden ayrılınca
Her ezan da
MUHAMMED’EN RESULULLAH diyememek,
Diz çöküp ağlamaktır.
( Hz Bilal gibi)”
AŞK…
“Saygıdan,
Sevgilinin yüzüne bakamamak’
Anam Babam sana feda olsun
YA RESULULLAH diye bilmektir
( sahabe-i kiram gibi)”
AŞK…
Uhud’da Dişi Şehit oldu diye,
Dişlerini ağızından söküp atmaktır.
(HZ. Veysel Karani Gibi)
AŞK…
“Sevgilinin hasretiyle yanarken,
Onu gizli gizli seyretmektir.
( Hz vahşi) gibi”.
Aşk…
İmtihan edilen Hz. Ebu Bekir gibi;
Üzerinde ki, tek elbiseyi Sevdiği için Cebrail As.a vermektir.
(Hz. Ebu Bekir gibi)
AŞK……
Canim Sana Feda Olsun Ya Resulellah Demektir.
(Hz. Ömer Gibi)
AŞK…
O Memnun olsun diye, hiç terddüt etmeden
Müminler istifade etsin diye Su kuyusu satın almaktır.
(HZ. Osman gibi)
AŞK…
Ya Resüllüllah, bir kişinin nasıl sağ-sol
Ön arka, alt-üst gibi yönleri varsa gönlün de öyle türlü yönleri vardır.
İşte bende Allah Teâla’yı akıl ve imanımla,
Sizi iman ve ruhumla,
Fatıma-i Zehra’yı insani nefsimle
Hasan’la Hüseyn’i de tabii, Babalık şefkat ve merhametimle severim, demektir.
(Hz.Ali gibi)
Aşk Seven için,
Onunla yatıp,
Onunla kalmak,
Onunla yemek
Onunla içmek
Onunla Bakmak,
Onunla görmektir
Aşk, Onunla yaşayanlar gibi olmaktır. Aşk.
Evet, Yüce Rabbim Onunla yaşayanlardan etlesin inşallah.
Değerli kardeşlerim.
Her İnsan etten ve kemikten yaratılmıştır.
Hani Resulullah SAV Efendimiz Nasıl diyor sahabesine;
Bende sizin gibi etten ve kemikten yartaılmış birisiyim.
Siden farkım yok.
Ancak, Bana Allah bildiriirse bende bilirim Benim sizden farkım budur.
Yine, Meşayıhlerimizden Hacı Babamızın da Mürşidi Hacı Mustafa Hayri Baba da
Oğul bizim etimize ve kemiğimize değer vemeyin bizlerde sizin gibiyiz buyurmuştur.
Peki, bizler tarafından bu insanlarda fark edilen cevher nedir.
Fark Yüce Rabbimizin Bazı insanlara Daha farklı nazar etmesi onları “Ayrıcalıklı” kılmasıdır.
İşte bunlara bizler Allah dostu diyoıruz.
Tabii ki, bu Allah dostları, öyle bir tayin edişlmiş gibi bu makamlara gelemezler.
Bu makamlara gelmekte, bir emeğin meyvesidir.
Nefsin Makamlarını tek, tek geçerek birçok imtihanı vererek bu makamlara gelinir.
Nefsi Emmare, Levvame, Mülhime, Mutmainne, Raziye ve Nefsi Marziye’ye ulaşan nefis artık bu işin tadını almış olup etrafındakilerin de bu tadı tatmalarını ister ve bunun için gayret sarf eder.
Aslında, asıl görevi de budur.
Gittiği yoldan diğer insanlarıda bu manada refaha, mutluluğa erdirmektir.
İşte bu tavsiye edilen Yola bizler Tasavvuf yolu diyoruz.
Bakınız davet konusunda Abdul Kadir Geylani Hz.leri Nasıl Buyurmuştur.
Hakka Davet, hakkında Büyük İslam Âlimi Abdulkadir Geylani Hz.leri şöyle buyurmaktadır.
Ey oğul!
Gönülleri hakka davet et!
Büyük insanları yıkıp mahveden küçük hatalar, sürçmeler ve kaymalardır. Zahitleri mahveden nefsanî ihtiraslardır.
Hak erenlerini mahveden yalnızlık anlarındaki kötü düşünceler, hatıra gelen kötü fikirlerdir.
Sıddıkları mahveden bir anlık kötülüktür.
Onların bütün meşguliyetleri, kalplerini uygunsuz düşüncelerden korumak ve muhafaza etmektir.
Onlar Hakk’a davet mevkiinde bulunan kişilerdir. İnsanları Allah’ı tanımaya davet ederler.
Gönülleri Hakk’a davet etmekten bir an bile geri durmazlar.
(Gunyetü’t Talibin)
Değerli Kardeşlerim.
Bu görev, bu gibi şahsiyetlere Allah tarafından verilmese bu insanların derdi çekilmez.
Kim durup, duruken başkasının derdi ile dertlensin. Derdi ne.
Demek ki bu görev reddedilmeyecek bir yerden geldi.
Bunun en canlı örneği şu an önümüzde, Hacı Babamız.
Hacı Babamızın gecesi gündüzü yok. Her anı ibadet ve taatla geçiyor.
Biz Müridanlarının Allah’ın kat’ında daha iyi bir seviyeye gelmesi için gayret sarfediyor.
Peki, bizimle hiç kan bağı bile olmayan bu insanın derdi ne;
Aslında sorunun cevabı kolay, AŞK, AŞK, AŞK
Kalın Sağlıcakla
Cemal Yıldız
02 Recep 2021
Yorum gönder