TEFEKKÜR
TEFEKKÜR – Cemal Yıldız
Çok Değerli Kardeşlerim,
Geçenlerde Hacı Babamıza haftalık rapor vermek için uğramıştım.
Rapor sonrası, Hacı Babamızla yapmış olduğumuz kısa sohbette, Hacı Babamız Tefekkürden bahsetti.
İnsanoğlu hakiki manada Tefekkür etse günah işlememeye çare aramaktan Dünya meşgalesini unutur. Kendini dünya işlerine hiç veremez.
Şöyle bir düşündüğümüzde; her şeye muhtaç olan insanın kendisidir değil mi?
Hayvanatın insanlığa bir ihtiyacı yoktur. Etinden, sütünden ve diğer her şeyinden faydalandığımız ineğin bize ne ihtiyacı var.
Ona Rabbim beslenmesi yeterince ot vermiştir. İnsanlar ondan daha fazla verim alabilmek için onu besliyor.
Peki, insana ihtiyacı olmayan bu hayvanın ürettiği sütü acaba gerçekte kendisimi üretiyor.
Veya önüne gelen her şeyi yiyen tavuk acaba yumurtayı kendisimi yapıyor?
O, yumurtladığı yumurtanın dış kabuğunu sert bir zeminle içini koruyucu bir zarla kendisimi kaplıyor?
Veya biz kendimiz insan olarak midemize, bağırsağımıza, kalbimize, kalp atışlarımıza, kan basıncımıza müdahale edebiliyor muyuz?
Tefekkür ettiğimizde rahatlıkla şöyle diyebiliriz. Tabii ki değil.
Tefekkür demek her eşyanın arkasında yaratıcısının olduğunu idrak etmek demektir.
Tefekkür demek ben yokum bütün bu olan bitende Rabbimin hikmetleri vardır diyebilmektir.
Esas Yaratıcıya bakmak onun güç ve kuvvetinin, Azametinin büyüklüğünü idrak etmek lazım.
Yaratılan her şeyin Yaratıcısına ihtiyacı vardır. Yaratıcının ise hiçbir şeye ihtiyacı yoktur.
Değerli kardeşlerim Tefekkürle ilgili Peygamberimizin Hadisi şerifleri ve bir kısım Ayetlerle yazımıza son verelim.
Belki Hacı Babamızla olan sohbeti Kağıda dökemedim. Ama çok doyurucu sohbet oldu. Rabbim ömrünü sağlıklı uzun etsin. (amin)
Hz. Peygamber’e inen tefekkür ayeti
Hz. Muhammed (s.a.s.)’e en çok etki eden ayetlerden biri, tefekkürle ilgilidir. Kur’an-ı Kerim’deki tefekkür ayetleri incelendiğinde evrenin yaratılışı, kâinatta oluşturulan sistem ve sistemin işleyiş mükemmelliğine vurgu ile Cenab-ı Hakk’ın kudretine dikkat çekilerek eserden müessire gidiş formülü üzerinde durulmaktadır.
İki kişi Hz. Aişe (r.a.)’yi ziyaret etmişler. Onlardan biri, “Hz. Muhammed (s.a.s.)’de gördüğünüz etkileyici bir şeyi bize anlatır mısınız?” deyince, Hz. Aişe (r.a.) şöyle demiştir: “Rasulüllah (s.a.s.) bir gece kalktı, abdest alıp namaz kıldı. Namazda çok ağladı. Gözlerinden akan yaşlar sakallarını ve secde esnasında yerleri ıslattı. Sabah ezanı için gelen Hz. Bilal (r.a.): “Ya Rasulellah (s.a.s.)! Geçmiş ve gelecek bütün günahlarınız affedildiği halde, sizi ağlatan nedir?” deyince, o: “Bu gece Yüce Allah bir ayet indirdi. Beni bu ayet ağlatmaktadır.” dedi ve ayeti okudu: “Göklerin ve yerin yaratılışında, gece ve gündüzün birbiri arkasına gelişinde aklı başında olan kimseler için gerçekten açık ibretler vardır.” (Âl-i İmran, 190.) Bir sonraki ayet; “Göklerin ve yerin yaratılışı hakkında derin derin düşünürler (tefekkür ederler) ve Rabbimiz! Sen bunu boşuna yaratmadın. Seni tesbih ederiz (derler).” (Âl-i İmrân, 191.)
Ondan sonra Rasulüllah (s.a.s.): “Bu ayeti okuyup da üzerinde tefekkürde bulunmayan, düşünmeyen kişilere yazıklar olsun.” dedi. (İbn Hibbân, Sahîh, II, s. 386; Gazâlî, İhyâu Ulûmu’d-Dîn, çev.: Mustafa Müftüoğlu, İstanbul 1988, I-IV, C. IV, s. 878.)
Bu ayette, tefekküre davet edilen akıl sahiplerinin durumunu açıklayan bir sonraki ayetin meali de şöyledir: “Onlar ayakta, oturarak ve yanları üzerine yatarken Allah’ı anarlar, göklerin ve yerin yaratılışı üzerinde tefekkür ederler (düşünürler). Rabbimiz (derler), bunu boş yere yaratmadın, sen yücesin, bizi ateş azabından koru!”
Onun için Yüce Allah Kur’an’da çeşitli hususları dile getirdikten sonra: “…Şüphesiz bunda tefekkür eden (düşünen) insanlar için ibretler vardır.” (Nahl, 11.) demektedir. İnsanları tefekküre davet eden bu ifade Kur’an’da beş yerde daha geçmektedir. (Ra’d, 3; Nahl, 69; Rûm, 21; Zümer, 42; Casiye, 13.)
Allaha emanet olun
Cemal Yıldız
2 comments