EĞİTİM VE ÖĞRETİMDEKİ EKSİKLERİMİZ

Cemal Yıldız

EĞİTİM VE ÖĞRETİMDEKİ EKSİKLERİMİZ

Eğitim ve Öğretimin her yıl önem kazandığı Ülkemizde maalesef daha henüz Milli bir politika izlenemediğinden bazı sakıncalı durumlarla karşı karşıya gelinmiştir.

Temennimiz o dur ki bundan sonra Devlete bağlı Milletimizin gelenek ve göreneklerini göz önünde bulunduran bir Milli Eğitim’in Müslüman Türk milletine uygulanmasıdır.

Daha evvel ki beyanatlarımızda da belirttiğimiz üzere, eğitim cemaatlerin değil Devletin asli ve ulvi bir görevidir.

Bu cemaatler olmasın anlamında da algılanmamalı.
Zaten, siz cemaatler olmasın deseniz bile onlar olacaktır. Bunu engelleyemezsiniz.

Cemaatlerin esas görevi Topluma insan yetiştirmektir.

 Nasıl ki, Tekke ve Zaviyeler zamanında (Osmanlı) Topluma zararı olan insanlar alınıp bu kurumlarda eğitilip tekrar Toplumun yararına iş yapar hale getiriliyordu şimdi de cemaatler aynı şeyi yapabilir.

Esasta en önemlisi, sayısal olarak çok büyük bir camiaya sahip olan Diyanet İşleri Başkanlığına burada büyük iş düşüyor.

Her gün beş vakit camilerde binlerce Müslüman ibadet yapıyor. Camilere gelen bu insanları yaşları ne olursa olsun eğitmek lazım Türkiye’de seksenbeşbin (85.000) cami olduğu söyleniyor acaba bu camilerin hangisinin bir misafirhanesi var.

Hangi caminin altında bir aş evi var.

Hangi caminin din görevlileri kıyafetleri ile beraber bir okula gidip öğrencileri ile sohbet ettiler.

Kaç adet öğrenciye burs verdiler.

Cemaatlerine ulaşabilecekleri mesajlaşma sistemleri var mıdır?

Cami nedir, İmam, müezzin kime denir görevi nedir.

Bunların yapıldığını görmedik. (Ama cemaatler bunları yaptılar.) Yapanlar varsa tenzih ederiz.

 Aynı şekilde paralel yapılanmanın evveliyatında “dinler arası diyalog” dendiğinde hiçbir Diyanet görevlisinin böyle bir şey yoktur bu safsatadır “Allah indinde tek din İslam’dır” dediğini duymadık.

Ama 15 Temmuz sonrası da dik duruşlarını tebrik ediyor saygı ile karşılıyoruz. Bunda şüphesiz sayın Görmez’in payı büyük. Bütün bunlara rağmen iyimseriz ve takip ediyoruz.

Yine en büyük eksiklerimizden bir tanesi de Televizyonlarda yapılan programlar. Bu programların çoğunun hatta hiçbirisinin insanlara müspet olarak bir şeyler verdiğine inanmıyorum.
Çoğu program kin, nefret, birbirinin kuyusunu kazma, arkadaşa, dosta en iyi şekilde kazık nasıl atılır, isyan, kaderi beğenmeme vs. insanın psikolojisini etkileyen programlarla dolu.

RTÜK denetimlerini arttırmalı insanların aklını başka yöne çeken bu tür programları bir şekilde engellemeli. Bunu yerine eğitici programları desteklemelidir.

 Evlenme programlarının çok acil bir şekilde kaldırılması gerekir. Ayrıca din adına program yapanlar denetlenmeli.

İslam dinine aykırı hareket eden kişi, kurum ve kuruluşlar cezalandırılmalı yayın hayatı sona erdirilmelidir.

Unutmayalım ki bu insanlar bizim insanımızdır. Eğer bir görevdeysek en iyisini yapmaya çalışmalıyız.

İşi ehline vermeliyiz.

 

 

 

Yorum gönder

Time limit is exhausted. Please reload the CAPTCHA.